Urla'dan Sevgilerle

Thursday, December 17, 2009

Vignerons D'Europe 2009


Avrupalı (Şarap Üreticisi) Bağcıların Ortak Bildirisi Floransa’da kabul edildi.



'Şarap Üreticisi Bağcı', üzümün yetişmesinden, şaraba dönüşmesine, kavlarda olgunlaşıp şişelenmesine ve sonrada satışına kadar her aşamasında kişisel emeği geçen kişidir.’



2009 Avrupalı (Şarap Üreticisi) Bağcıların Ortak Bildirisi bu şekilde bir öz-tanımlama ile başlıyor. Toskana Valiliği ve Slow Food Organizasyonunun bu sene ev sahibeliği yaptıkları Vignerons D’Europe, Roma İmparatorluğu zamanından beri aktif termal tesisleri ile ünlü Montecatini Terme’de, Gürcistan’dan Portekiz’e, 20 Avrupa ülkesinden gelmiş olan şarap üreticisi bağcıları bir araya getirdi. Türkiye'den, Corvus ve Urlice’nin davetli olarak katıldığı bu etkinlikte özellikle üzerinde durulan konu, endüstriyel üretim yapan firmalar ile zanaatkar üretim yapan yetiştiricilerin birbirlerinden kesin çizgiler ile ayrılması ve bu farklılıkların tüketiciye ve Brüksel’de kanun yapan kesime anlatılması oldu.



Sürdürülebilir bağcılık ve kaliteli üretim çabalarının ötesinde, yaptıkları işin özellikleri ile uyumsuz ve aslen endüstriyel firmaları ilgilendirecek kanunlar ve bürokrasi ile zaten ağır olan iş yüklerinin daha da arttırılmaması gerektiğini vurguladılar.



Avrupalı Şarap üreticisi Bağcılar 2009 toplantısı, Floransa’da ki muhteşem Eski Saray’da (Palazzo Vecchio) ortak bildirinin okunmasıyla sonuçlandı.





Manifesto of the “Vignerons d’Europe 2009”


Avrupalı Şarap ve Şaraplık Üzüm Üreticileri Bildirisi 2009



The vigneron will personally look after his or her vineyard, winery and selling.


Vigneron yani ayni zamanda hem şaraplık üzüm hemde şarap üreten şahıslar, kendi bağları, şaraphaneleri ve satışları ile kişisel olarak ilgilenen kişilerdir.


The vigneron’s wine is living and gives pleasure. It is a product of the vigneron’s area and thought, and an authentic expression of a culture.


Vigneronların yaptıkları şaraplar yaşayan ve keyif veren içeceklerdir. Bu şaraplar Vigneron’un yöresi, düşüncesi ve kültürünün otantik olarak bir içeceğe yansımasıdır.


The vigneron considers the consumer as a co-producer.


Vigneron müşterisini, tüketici değil de ortak-üretici olarak tanımlar.


The vigneron looks after and moulds the landscape while respecting the biodiversity and culture of their area, which the vigneron reveals and enhances.


Vigneron kendi toprak parçasını şekillendirirken, bio- çeşitliliğe ve bölgesinin kültürüne saygı gösterir ve geliştirmeye çalışır.


The vigneron as a farmer assumes responsibility to preserve and improve the fertility of the soil and balance of ecosystems.


Vigneron bir çiftçi olarak toprağın verimliliği ve ekosistemin dengesinin sağlanması ve geliştirilmesi konusunda sorumluluk alır.


The vigneron undertakes not to use artificial or synthetic chemicals or organisms and aims to protect living things.


Vigneron yapay ve sentetik kimyasal yada organizmalardan uzak durur ve canlı organizmaları korur.


The vigneron observes limits in all endeavors, seeking an optimum and never a maximum.


Vigneron, giriştiği tüm işlerde sınırları gözetir, maksimumu değil optimumu arar.


The vigneron takes responsibility for all his or her activities affecting the environment, consumer health and the fortunes of the local community and land.

Labels: ,